Sıtkı Ocak’ın anlattığına göre;
Muhammed Hoca ile Haçkalı Hoca yaylada karşılaşırlar ve kahve önünde oturarak sohbet etmeye başlarlar. Halk da onları dinlemektedir. Vatandaşlardan birisi bunlardan hangisinin ermiş olduğunu anlamak ister ve aklınca bir denemeye başvurur. Civardaki asmalardan bir salkım üzüm izinsiz koparır. Bir salkım da para ile satın alır. Bunları ayrı ayrı tabaklara koyar. Çalınan üzüm tabağını Haçkalı Hoca’nın önüne , satın aldığı üzümleri de Muhammed Hoca’nın önüne koyar. Olayı bilenler dikkatele izlemektedir. Haçkalı Hoca üzümlere bakar ve tabakların yerini değiştirerek;
-Hocam sen benden gençsin, bu olmamış üzümleri yiyebilirsin. Diyerek insanların yüzüne gülümseyerek bakar.