ıstanbul Üsküdar’da oturan Maçkalı Abdullah Kurşunoğlu’nun anlattığına göre;
Tarlada bir gün bel bellerken Haçkalı Hoca’nın müridlerinden iki arkadaşım yanıma geldiler. Haçkalı Hoca’nın yanına gideceğiz dediler ve üç saatlik yolu yürüyerek birlikte gittik. Haçkalı Hoca’nın misafir olduğu evin çocuğu ile biz daha yoldayken Hoca bize haber salmış:
-Gidin onlara söyleyin, şu yeni gelen benim yanıma gelmesin…
Onun üzerine arkadaşlara ;
-Siz onun müridisiniz, siz girin. Beni istemediği için ben burada durayım… diyerek taşın üzerine oturdum.
Arkadaşları içeri girince Hoca’ya yalvarıp onu da içeri almasını istemişler.
ıçeri girince eline kapanıp af diledim. Dedi ki:
-Sen domuz gibi adamsın!… Nasıl oluyor da kız evladını dövüyorsun? Anaya babaya en yakın kız evladıdır… dedi.
Gözleri kapalıyken bunları söyledi. Hakikaten ben kızımı dövüyordum.
Ondan sonra eline ayağına kapanıp tövbe ettim.